Haluk Koç: “Siyasi Tarih Çok İlginç, Bugün Sizi Acımasızca Savunanlar Yarın Acımasız Savcılarınız Olabilir”
CHP Ankara Milletvekili Haluk Koç, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “Her şey olmak istiyorsunuz, Anayasa Mahkemesi Başkanı, birlik başkanı, Meclis Başkanı, her şey olmak istiyorsunuz. Aklından ne geçiyor biliyor musun Keşke ‘hak’, ‘hukuk’, ‘özgürlük’, ‘adalet’ diyeni sıkı bir yönetimden sonra tutuklayabilsem.’ “Düşündüğün şey bu. Oldu mu? Oldu. 15 Temmuz, ‘Allah’ın lütfu’ diye tanıttığınız. Siyasi tarih çok ilginç. Bugün sizi acımasızca savunanlar, yarın sizin acımasız savcılarınız olabilir” dedi.
CHP Ankara Milletvekili Haluk Koç, bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda; Elektrik Piyasası Kanunu, Bazı Kanunlar ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 14. maddesinde söz aldı. Koch, şunları söyledi:
“SİYASAL TARİH ÇOK DEĞİŞKENDİR, BUGÜN SİZİ SAVUNANLAR YARIN AĞIR SAVCILARINIZ OLABİLİR”
“Henüz darbe girişiminde bulunmamış bir partinin sözcüsü olarak 5 Şubat 2015’te açıklama yapıyorum. Sonra tek adam arayışları var. Her şey olmak istiyorsunuz. Anayasa Mahkemesi Başkanı olmak istiyorsunuz. sendika başkanı, meclis başkanı, her şey ama aklınıza ne geliyor biliyor musunuz, ben bir büyüklük dönemi yaşasam, katı bir yönetim yaşasam ve sonra ‘hak’, ‘hukuk’, ‘özgürlük’ diyeni tutuklayabilsem. ‘adalet’, siz öyle sanıyorsunuz, ‘Allah’ın lütfu’ diye sunduğunuz 15 Temmuz’du. Siyasi tarih çok farklı, bugün sizi acımasızca savunanlar yarın sizin acımasız savcılarınız olabilir.
Emekli korgenerallerimizden Vural Avar Paşa 85 yaşında ve bunama hastası. Daha önce kaburga kırıkları vardı. Başka birinin bakımı ile koğuşta kalabilir. Adı geçen gözetim altında şartlı tahliye talebi reddedilir ve yatağında ölür. Bu bir cinayet. Bunda kim vesile olduysa, kim aracı olduysa kesinlikle yanılıyor.
“JENNIAL TIP ENSTİTÜSÜ KELEPÇE ALTINDA”
Emekli amiraller, Montrö Antlaşması’nın gerekliliğine ilişkin açıklamalarda bulundu. Devletin güvenliğine ve anayasal düzene karşı uzlaşmak için TCK 316’ya dahil edildiler. Daha yeni beraat ettiler. Ne yapıyorsun? Ben bir doktorum, odamda bir sürü epikriz var, bir sürü MR var. Tutuklu ve hükümlülerin yakınları tarafından hastanelerden gönderildi. Akciğer ve diğer organ kanserleri olan çok sayıda tutuklu var. Çok fazla nörolojik hastalığı olan insanlar var. Oburlarının yardımı olmadan günlük aktivitelerini yapamazlar. Adlı Tıp Kurumu elleri kelepçeli. Hipokrat yemini eden meslektaşlarım adına da utanıyorum. Cezaevinde kalabileceğine dair rapor veriyorlar.
“YARGI DENETİM MEKANİZMASI ALTINDA BU İNSANLARA İNSANCA MUAMELE YAPMALIYIZ”
Bekir Bozdağ ile görüştüm. Düzenleme yapılacağını söyledi. Lütfen empati kurun. Birinci derece yakınınız kanser, kendi ihtiyaçlarını göremiyor, hapsediliyor. Türkiye bu sorunu çözmek zorundadır. Bu gibi durumlarda tutuklama veya mahkûmiyet eziyettir. Burada hata değerli değil, adlı kontrol mekanizmaları var. İsim kontrol sistemi altında bu insanlara insanca davranmak zorundayız. Ben bir doktorum ve bir babayım, beni asla ‘ocu, bucu’ ile suçlamayın. Kimliğim belli, siyasi duruşum belli. Ben Türkiye Cumhuriyeti’nden yanayım. Ülkemin bütünlüğünden yanayım. Tutuklu ve hükümlüler hasta, kendilerine bakamayacak durumda ve kendi kendine yetemeyen insanlık, Adli Tıp Kurumu ve intikam davalarından kurtarılmalıdır.”